Büyük Güçlerin Yükseliş Ve Çöküşleri kitap özeti

Tarih boyunca bazı ülkelerin öne çıktığını ve insanlık tarihinde önemli izler bıraktığını görüyoruz. Ancak bu ülkelerin yükselişlerinden bir süre sonra gerilemelerine de tanık oluyoruz. Peki bu Büyük Güçler yani haşmetli imparatorluklar neden önce büyüyor, güçleniyor, sonra da kartondan birer ev gibi yıkılıyor? Tarihe bakarken, yeni bir yüzyılın eşiğindeki günümüzü de anlamak açısından çok önemli olan bu soruya Prof. Paul Kennedy, kitabında açıklık getiriyor. Kennedy, son beş yüzyılın dünya politikası üzerine yaptığı detaylı araştırmada, ekonomik güç ve askeri güç arasındaki kritik ilişki üzerinde duruyor, savaş ve barış dönemlerindeki strateji ile ekonomi arasındaki sürekli etkileşimi irdeliyor kitabında. Büyük güçlerin yükseliş ve çöküşlerini anlatırken ister istemez savaşlar ve çatışmalar da geniş bir biçimde aktarılıyor.
Bu eser, ulusal ekonomik büyüme ile ulusal askeri harcamalar arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkinin “dünya gücünü” nasıl etkilediğini inceleyen önemli bir tez aynı zamanda. En yalın haliyle söylemek gerekirse, silaha aşırı harcama yaparsanız, ekonominizi batırırsınız ve bu da yeniden askeri gücünüzü olumsuz etkiler. Bu konuda verilebilecek en yeni örnek de doğal olarak SSCB’dir.
Üç ana bölümden oluşan kitabın birinci bölümü “Sanayi Öncesi Dünyada Strateji ve Ekonomi”ye ayrılmış. Bu bölümün alt başlıkları da Batı Dünyasının Yükselişi; Habsburgların Egemenlik Girişimi; Maliye, Coğrafya ve savaşların Kazanılması. Birinci Bölümün kapsadığı dönem ise1500-1815 arası.
Kitabın ikinci ana bölümü ise “Sanayi Çağında Strateji ve Ekonomi”. Alt başlıklara gelince, Sanayileşme ve Değişen Global Dengeler; İki kutuplu Bir Dünyanın Doğuşu ve Orta Güçlerin Bunalımı. Bu bölümde 1815-1942 arası incelenmiş. Üçüncü bölümün başlığı “Strateji ve ekonominin Bugünü ve Yarını”. İki Kutuplu bir dünyada İstikrar ve Değişme ve Yirmi Birinci Yüzyıla Doğru bu bölümün alt başlıklarını oluşturuyor. Kitap ayrıca çok sayıda harita, tablo ve şema ile de zenginleştirilmiş.
Rönesans sonrasından günümüze kadar geçen süredeki ulusal ve uluslar arası güç kitabın özünü oluşturuyor. Yazar kitabın amacını şöyle anlatıyor: “Batı Avrupa’nın yeni monarşilerinin kurulmasından ve okyanus ötesi, global devletler sisteminin başlangıcından bu yana geçen beş yüzyıl içinde, çeşitli büyük güçlerin birbirlerine kıyasla, nasıl yükselip çöktüklerini izlemek ve açıklamak”. Kitap özellikle büyük savaşlar üzerinde durmakla birlikte bundaki amacı bir askeri tarih kitabı olmaya çalışmak değil, bu savaşların uluslar arası düzendeki büyük etkilerini ortaya koymak. Ancak kitap bir ekonomi eseri de değil. Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşlerinin odaklandığı konu, uluslar arası sistem içinde önde gelen devletlerin her birinin hem zengin olmak hem de kuvvetli olmak ( ya da hem zengin hem de kuvvetli olmayı sürdürmek) için varlığını ve gücünü arttırmaya çabalarken, ekonomi ile strateji arasında görülen etkileşimdir.
Ekonomik güçle askeri güç arasında güçlü bir ilişki olduğu ortadadır. Yazar bunu tarihi örneklerle açıklamıştır. Daha az anlaşılır olan şey, bu ilişkideki değişkenliktir. Bu da yazar tarafından gayet ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Örneğin, günümüzün Japonya’sı gibi, ekonomik bir güç aynı zamanda mutlaka askeri bir güç olmak zorunda değildir. Yine, ekonomik güçleri azalan Büyük Güçlerin güvenlik endişeleri azalsa da askeri harcamalarını yoğun oranda arttırma eğiliminde olduğu bilinmektedir (1980′lerdeki SSCB ve ABD gibi). Yazar bu duruma “emperyal uzanma” adını veriyor ve bunun çöküşe geçen bütün Büyük Güçlerin bir özelliği olduğunu belirtiyor.
Kitabın son bölümü olan “Yirmi Birinci Yüzyıla Doğru” bu türden kitapların kaderini paylaşıyor. Çünkü bu bölümde sunulanların çoğu artık tarihe karışmış durumda veya olayların o şekilde gelişmediğini hepimiz biliyoruz. Doğrusu, yazar şu konuda oldukça açık. Eğilimlerden bahsetmek ve bunların gelecekteki yansımalarını göstermek tarih değildir. Yazara göre, “çağdaş sorunlarla ilgilenen birçok kitabın son bölümleri sadece birkaç yıl sonra değiştirilmek zorundadır.” Nitekim, kitabın ilk yayım yılı olan 1987′den beri olan olayları düşününce bu gerçek bir kez daha ortaya çıkıyor. Açıkça görüleceği gibi, Soğuk Savaşın sona ermesinin etkileri, Sovyetler Birliğinin çözülmesi, Almanya’nın birleşmesi ekonomik bir bakış açısıyla hiç incelenmemiş. Hatta barışın, büyük ölçüde askeri olan ekonomileri canlandırmakta nasıl kullanılabileceği de yüzeysel olarak anlatılmış.
Genel olarak, cesur fakat hedeften sapmış olan son bölümü dışında bu kitabın iyi bir kitap olduğu söylenebilir. Pek çok araştırma ve incelemeye dayanan kitabı okumak konuyla ilgilenenler büyük fayda sağlayacaktır.
 

ÖZETBLOG Tüm Hakları Saklıdır © Dizayn by ZaZa